
Ukrayna meselesi AB’nin doğu sınırları açısından stratejik bir adım olarak değerlendirilmektedir. Rusya’nın 2022 yılında Ukrayna’ya başlattığı tam kapsamlı işgalin ardından, Ukrayna’nın Batı ile bütünleşme süreci hız kazanırken, bu bütünleşmenin en kritik evresini ise Avrupa Birliği üyeliği oluşturmaktadır. Ukrayna’nın AB’ye katılım süreci yalnızca siyasi bir adım olmanın ötesinde; bölgesel güvenlik, ekonomik kalkınma ve istikrar gibi hedefler açısından da son derece büyük önem taşımaktadır. Ancak bu sürecin tüm Avrupa genelinde aynı ölçüde desteklendiğini söylemek mümkün değildir. Özellikle Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın Ukrayna’nın üyeliğine karşı yürüttüğü sert muhalefet, Avrupa siyasetindeki tüm iç siyasi dengeleri altüst etmektedir.
Orbán’ın Ukrayna’ya Karşı Tutumu
Macaristan, Batılı ülkelerin genel olarak Ukrayna’ya verdiği desteğin aksine karşı bir tutum izlemektedir. Başbakan Viktor Orbán, Ukrayna’ya yönelik silah sevkiyatına karşı çıkarak, bu silahların Macaristan topraklarından geçişine de izin vermeyerek, Kiev ile ilişkilerde mesafeli bir ilişki benimsemektedir. Öte yandan, Macar hükümeti Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımların gevşetilmesini talep etmekte ve Moskova ile yeniden yakınlaşılması gerektiğini savunmaktadır. Bu yönelimin yalnızca dış politikada değil, iç politikada da etkili bir propaganda aracına dönüştüğü görülmektedir. 2026 yılında yapılacak genel seçimler öncesinde Orbán, halk desteğini artırmak amacıyla Ukrayna meselesini iç siyasette bir koz olarak kullanmaktadır. Ukrayna’nın üyeliğini Macaristan’ın ulusal güvenliği ve egemenliği açısından bir tehdit unsuru taşıdığını belirten Orbán, seçimleri ‘savaş ve barış’ arasında bir güvenlik referandumuna dönüştürmekte ve Macar halkına Ukrayna karşıtı bir bilinç aşılamaktadır.
İç Politikada Anti-Ukrayna Kampanyaları
Orbán’ın Ukrayna’ya yönelik tutumu yalnızca dış politika düzeyinde sınırlı kalmamakta, aynı zamanda iç siyasette muhalefeti etkisizleştirme stratejisinin bir parçası hâline gelmektedir. Orban’ın en büyük siyasi rakibi Péter Magyar’ın popülaritesi ülkede gün geçtikçe artarken, Orbán, onu Ukrayna ile iş birliği yapmak ve “haince bir anlaşmaya imza atmak” gibi ithamlarla suçlamaktadır. Macaristan genelinde yürütülen devlet destekli propaganda faaliyetleri sayesinde Ukrayna ve AB karşıtı mesajlar kamuoyuna güçlü şekilde iletilmektedir. Televizyon reklamları, billboardlar ve sosyal medya içerikleri aracılığıyla Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ile Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Macar halkına zarar vermekle suçlanmakta; bu sayede halk, Ukrayna’nın üyeliğine karşı oy vermeye yönlendirilmektedir. Bu kampanyaların temel amacı, seçim öncesinde muhalefeti zayıflatmak ve kamuoyunu hükümet lehine şekillendirmektir. Siyaset bilimciler, Orbán’ın Ukrayna karşıtlığını hem AB ile müzakerelerde bir pazarlık unsuru olarak hem de otoriterleşme sürecinde iç politik bir araç olarak kullandığını ifade etmektedir.
Orbán’ın Gerekçeleri ve Gelen Eleştiriler
Viktor Orbán, Ukrayna’nın AB üyeliğinin Macaristan’a çeşitli olumsuz sonuçlar doğuracağını savunmaktadır. Öne sürdüğü gerekçeler arasında artan suç oranları, ucuz iş gücünün ülkeye girişi, tarım sektöründe kalite düşüşü ve ulusal egemenliğin zarar görmesi gibi nedenler yer almaktadır. Ayrıca, Ukrayna ile üyelik süreci ilerlediği takdirde Macar gençlerinin cepheye gönderileceği yönündeki iddialar da kamuoyunu korkutma aracı olarak kullanılmaktadır.Bu söylemi desteklemek için sosyal medyada bir karalama kampanyası başlatılmıştır. Bu kampanyada yapay zekâ destekli videolar yayınlanmakta; kanlı çatışmalar ve tabutlar gösterilerek, Ukrayna’nın birliğe üyeliğinin Macar askerlerinin hayatına mâl olabileceği gösterilmektedir. Bu içerikler, Macar halkında milliyetçi duyguları harekete geçirmeyi ve savaş karşıtı bir anlayış benimsemelerini hedeflemektedir.Ancak bu gerekçeler hem Ukrayna yönetimi hem de AB kurumları tarafından sert biçimde eleştirilmektedir. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, Orbán’ın yaklaşımını “anti-Ukrayna ve anti-Avrupa” olarak yorumlarken savaşın iç siyasete alet edildiğini vurgulamıştır. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı ise Macar hükümetinin Ukrayna’yı karalayan propaganda faaliyetlerinin kabul edilemez olduğunu belirtmiş ve Macaristan’ın Rusya’dan ateşkes talep etmemesine tepki göstermiştir.
AB Zirvesi ve Zorlu Müzakereler
Orbán’ın kamuoyuna verdiği mesajlar, AB’nin önümüzdeki zirvesinde Ukrayna’nın üyeliği konusunda çetin tartışmaların yaşanacağına işaret etmektedir. Orbán, Macaristan’ın AB müzakerelerinde güçlü bir aktör olacağını savunurken, “AB bir yola girdikten sonra durdurulamaz; bu bir buharlı silindir gibidir” sözleriyle, Ukrayna’nın üyelik sürecinin başlaması durumunda bunun geri dönüşünün olmayacağı hususuna dikkat çekmektedir. Bu açıklamalar, hem sürecin kararlılığını hem de Orbán’ın sürece karşı olan duruşunun sertliğini gözler önüne sermektedir. “Macar hükümetinin bu tutumu, siyaset bilimciler arasında iki farklı şekilde yorumlanmaktadır: Kimileri bunu Macaristan’ın ulusal çıkarlarını koruma stratejisi olarak değerlendirirken, kimileri ise AB’nin doğu sınırlarındaki güvenliği ve istikrarı açısından bir tehlike oluşturduğu görüşündedir.”
Sonuç: Bölgesel İstikrar ve AB’nin Geleceği İçin Kritik Bir Viraj
Viktor Orbán’ın Ukrayna’nın Avrupa Birliği üyeliğine yönelik muhalefeti, iki ülke arasındaki ilişkilerin ötesine geçerek, Avrupa’nın doğuya genişlemesi, iç bütünlüğü ve bölgesel güvenlik hedefleri açısından kritik bir meseleye dönüşmüştür. Orbán’ın hem iç siyasetinde muhalefeti bastırmak hem de AB nezdinde pazarlık gücünü artırmak için Ukrayna karşıtlığını kullanması, Avrupa Birliği’nin ortak dış politika üretme hedeflerini zayıflatmaktadır. Bu durum, aynı zamanda Rusya’nın bölgede artan etkisine karşı oluşturulmak istenen Batı ittifakının stratejik hedefleriyle de doğrudan çatışmaktadır. Ukrayna’nın AB üyelik süreci yalnızca Kiev’in değil, tüm Avrupa’nın geleceği açısından belirleyici bir rol oynamaktadır. Orban’ın ‘‘buharlı silindir’’ benzetmesi sürecin dinamik ve geri döndürülemez yapıda olduğunu belirtirken, AB’nin bu silindiri ne yöne sürdürüp sürdüremeyeceği ise gelecek haftaki zirve ve devamındaki gelişmelerle netleşecektir.
