Temsilcimiz Şampiyonlar Ligi grup aşamasındaki ilk maçında Alman ekibi Eintracht Frankfurt’a konuk oldu. Sarı-kırmızılılar, iyi başlamasına ve erken bulduğu gole rağmen sahadan 5-1’lik ağır bir yenilgiyle Deutsche Bank Park’tan ayrıldı.



Öncelikle maçla ilgili Galatasaray’ın bu performansıyla ilgili büyük hayal kırıklığına uğradım. Ligde 3 yıldır süregelen, açık ara ligi domine eden böyle değerli oyunculara sahip bi takımın, kendi seviyesinden eksiği değil rakibe nazaran bence fazlası olan temsilcimizin bu ağır yenilgiyi almasında herhangi mantıklı bi açıklama olduğunu düşünmüyorum.
Maçın bu farkla verilmesinin en büyük nedeninin rakibe karşı herhangi bi hazırlık yapılmadığından olduğunu bariz bi şekilde görüyorum. Frankfurt’un ön alan presini Lemina ve Torreira tandemiyle kırması asla beklenmezdi; Sara gibi çoğu rakibinde olmayan, topu ileri taşıyan, saha görüşü üst düzey olan birini,rakip bu denli ön alan presi yaparken Lemina veya Torreira gibi aynı tip oyunculardan birinin yerine koymamasını mantıklı bulmuyorum. Bu pres karşısında herhangi bi strateji geliştirilmediği aşikar. Bu denli pres yapan bi takım karşısında daha önce hiç beraber resmi maçta oynamamış iki stoper oyuncusunu 11 başlatmanın da zararlarını epey gördük.
Açıkçası presi kıramayan, maçta pasör eksiği olan, hem presi kıramadığı için hem de pasörü olmadığı için ileriye top taşıma zorluğu yaşayan, bunların üstüne birbirini tanımayan stoper tandemi sonrası temsilcimizin bu denli ağır yenilgi alması kaçınılmaz oldu. Umarım teknik ekip bu maçtan fazlasıyla dersini alıp diğer maçlarda başarılı olur.
